Çok uzun zamandır beklediğimiz bir oyundu Call of Cthulhu: Dark Corners of the Earth. Oyunun ilk duyurulduğundan bu yana yaklaşık beş sene geri de kaldı ve sonunda oyun karşımızda. Yapımcı Headfirst firması’ndan Simon The Sorcerer vakasından sonra umutlu değildik gerçi ama yayınlanan ekran görüntüleri, oyun içi videolar ve geçtiğimiz ekim ayında Xbox versiyonunun piyasalara çıkıp oyuncular üzerinde olumlu bir etki bırakması sonucu PC versiyonunu da merakla bekler olmuştuk.
Call of Cthulhu’nun konusu ünlü korku yazarı olan Howard Philips Lovercraft’ın dört öyküsü üzerine kurulmuş. The Shadow Over Innsmouth, At The Mountains of Maddness, The Shadow Out of Time ve The Dreamlands, Lovercraft hayranlarının yakından tanıyacağı hikayeler. Call of Cthulhu: Dark Corners of the Earth, Headfirst firması tarafından duyurulan ve piyasaya çıkan ilk oyun ama bu oyun dışında başka Call of Cthulhu oyunlarının üzerinde de çalışmaktalar. Ps2 için yapımına başlanan ama sonradan vazgeçilen Call of Cthulhu: Tainted Legacy’nin dışında yapımı halen devam eden ve son anda bir terslik çıkmazsa önümüzdeki Ekim ayında hem Xbox hem de PC için piyasalarda olacak Call of Cthulhu: Destiny’s End ve Xbox için duyurulan fakat çıkış tarihi henüz belli olmayan Call of Cthulhu: Beyond the Mountains of Madness ile oyun dünyasında bir Cthulhu çılgınlığı yaşanacağı da kesin.
Lovercraft’ın hikâyesi ile yola çıkılan bir oyunun nasıl olacağı da aslında çok açık: Psikolojik gerilim. Yapımcılar oyuncuya bu hissi yaratmak için de ellerinden ne geliyorsa yapmışlar. İnsanı sürekli bunaltan bir atmosfer yaratmayı başaran yapımcılar aynı zamanda görsel ve işitsel anlamda da oyuncuyu tedirgin edebilmek için çaba göstermişler. Sonuç ise; tek kelime ile mükemmel !
Oyunumuz bir FPS. Ama alışık olduğumuz FPS’lerden çok farklı olduğu kadar türe de oldukça fazla yenilikler getirmekte. Ağırlıklı olarak adventure öğeleri ile öne çıkan oyunumuz, aksiyon sahneleri ile de oyuncuyu şaşırtıyor. Yalnız bu oyundan klasik bir FPS aksiyonu beklemek çok yanlış olur. Beklerseniz zaten halay kırıklığına da uğrarsınız. Yapımcıların oyunda asıl yapmak istedikleri Lovercraft hikâyelerin de tasvir edilen o boğucu atmosfere oyuncuyu sonuna kadar hapsetmek ve bunu yaparken de gerçekten oyunun içindeymiş gibi hissettirmek. Zaten her şeyin gerçek olmasını istedikleri için oyunu FPS olarak hazırlamışlar. TPS ya da Adventure oyunlarında görmeye alışık olduğumuz Point Clicker ile oyundan aynı heyecanı alamazdık.