Korku oyunlarında hatırı sayılır bir yeri vardır Monolith isminin. Blood serisi ile başlayan Monolith korku mantalitesi son olarak geçen sene piyasalara çıkan F.E.A.R. ile zirveye tırmanmayı başarmıştı. Peki nedir Monolith’in korku mantalitesi?.. tabiî ki daha çok kan, daha çok gerçekçilik ve daha çok korku ! işte yeni bir Monolith oyunu olan Condemned: Criminal Origins var karşımızda ve daha oyuna girer girmez korkacağınızı anlıyorsunuz..

Condemned’de FBI’in seri katiller masasında dedektiflik yapan Ethan Thomas’ı yönetirken buluyoruz kendimizi. Adamımızın geçmişinden bahsedilmese de olaylar sırasında yaşadığı flashback’ler (geçmişe dönük ani dönüşler) ile işinde epey deneyim kazandığı hatta karşılaştığı cinayetler karşısında biraz da kafayı tırlattığı söylenebilir.

Olaylar bir cinayeti araştırmamız ile başlıyor. Bu bölümü eğer oyunun demosunu oynadıysanız hatırlayacaksınız. Cinayet mahalinde ipuçlarını araştırırken gelişen bir dizi olay ve ortaya çıkan garip insanların bize saldırması sonucu yaşadığımız gerilim dolu dakikalar ekip arkadaşlarımızın öldürüldüğü son sahneye kadar devam ediyor. Sonrasında ise kendimizi camdan aşağı fırlatılmış bir şekilde buluyoruz ve ekip arkadaşlarımızın öldürülmesinde şüpheliler arasında bizde yer alıyoruz. Oyun bu dakikadan itibaren bambaşka bir boyut kazanıyor. Artık yapmamız gereken iki şey var. Hem işimizi yapıp seri katilin kim olduğunu bulmaya hem de kendimizi aklamaya çalışıyoruz. Bu amansız görev için ise girmediğimiz delik kalmıyor ve karşımıza da sürekli kim olduklarını bilmediğimiz garip garip insanlar çıkıp bizi öldürmeye çalışıyorlar. Yani işimiz hiçte kolay değil.

Monolith’in F.E.A.R.’de en çok önem verdiği şey kuşkusuz oyunun gerçekçiliği idi. Gerçi F.E.A.R.’da karşımıza doğaüstü olaylar çıkmaktaydı ama yaratılan atmosfer, ara geçişler ve sesler bizi sürekli yerimizden hoplatmayı başarıyordu. Condemned’da ise durum biraz daha farklı. Bu sefer ki olayların hepsi gerçek dünyada olduğu gibi ve doğaüstü olaylar da yok karşımızda. Bu yüzden F.E.A.R’ın yaratacağı gerilim hissi ile Condemned’ın yaratacağı gerilim hissi arasında epey fark var. Aslına bakarsanız F.E.A.R., korku öğeleri ile donatılmasının ötesinde katıksız bir aksiyon oyunuydu. Condemned ise bu noktada F.E.A.R.’dan ayrılıyor. İşin içinde ipuçlarını araştırma gibi şeyler olunca aksiyondan çıkıp adventure türüne doğru yöneliyor. Aynı Call of Cthulhu’da olduğu gibi karşımıza çok fazla aksiyon sahnesi çıkmıyor ve bu sahnelere girsek bile elimizdeki silahların oldukça kısıtlanması yüzünden aynı F.E.A.R’da olduğu gibi ağır silahlar ile ortalığı kana ve dumana kattığınız sahneleri göremiyorsunuz.