The Godfather (inceleme)

Mario Puzo’nun ünlü kitabı The Godfather’ın beyazperdeye uyarlanması ile birlikte o zamanlar asla unutulmayacak filmlerin ötesinde bir fenomeni de birlikte getireceğini kim tahmin edebilirdi? The Godfather bir filmin ötesinde, bir efsane olmayı başarmış, ondan sonra türünde hiçbir yapım onun yerini alamamış, bununla birlikte bir o kadar insana ve ondan sonra yapılmış birçok filme ilham kaynağı olmuştu. Yönetmen Francis Ford Coppolo da böylelikle 40’lı ve 50’li yılların unutulmayacak İtalyan mafyası Corleone ailesinin efsanevi yaşam öyküsünü de başarılı bir şekilde beyazperdeye aktarmıştı. Oyuncularından kurgusuna, atmosferine, insanların üzerinde bıraktığı etkiye hatta harika müziklerine kadar her şeyiyle tam bir klasiktir The Godfather serisi. Eğer bu yapımı izlemeden GTA, Mafia ve şimdi de The Godfather’ı oynamaya hazırlanıyorsanız bu üç oyundan da asla gereken zevki alamadığınızı da bilmelisiniz. Her şeyden öte hala The Godfather’ı izlemediyseniz yine çok şey kaybetmişiniz demektir. Oyununun çıkmasının ve benim oyunu inceleyecek olmamdan dolayı da sırf iki günümü tekrar seriyi izlemek için feda ettim ki bunu sonuna kadar hak ettiğini bir kez daha gördüm. Film hakkında sizlere uzun uzadıya övgüler yağdıracak değilim tabi ki. Zaten bunu sizler izleyerek ve sinema sitelerini takip ederek fazlasıyla anlayacaksınızdır. O yüzden efsanenin oyun dünyasına girişine tanıklık edelim.

Bundan önce bilgisayarlarımız başında hiç şüphesiz mafya duygusunu bizlere yaşatan bunun ötesinde gerçekten eğlendiren oyunlara da bakmadan geçmek olmaz. İlk olarak bizlerden hak ettiği ilgiyi fazlasıyla gören GTA serisi bile Godfather’dan çok şey taşıyor ama 40’lı ve 50’li yılların New York’unun havasını asla taşımıyor. GTA hep bizlere “Batı Yakası’nın Hikayesi”ni anlatmıştır. Bundan şikayetçi değiliz tabiki. O yüzden GTA’yı her yönüyle The Godfather’dan ayrı tutuyorum çünkü türden başka benzer hiçbir yanları yok. Öyle ki, etrafınızdaki FPS oyunlarına bakın FEAR’da neden Slowmotion var da Half Life 2’de yok diyen gerçek bir oyuncu gördünüz mü? Onun için her oyunun kendi sınırları içerisinde incelenmesi gerektiğini de unutmayın derim. En azından ben böyle düşünüyorum. Yine bir diğer oyunumuz ise devamını sabırsızlıkla beklemiş olmamıza rağmen bir daha çıkmayan klasik bir oyun Mafia’dır. Mafia, Godfather’a en yakın konsepte sahip oyun olma özelliğini de taşıyor. Mafia’daki en büyük eksik GTA’nın sahip olduğu özgürlükten yoksun olması diyebiliriz… Genelde hep yapmamız gereken görevlerin dışına çıkamamışızdır. Bu yüzden EA’in The Godfather’ı bu açığı tamamen kapatıyor onun için bu oyun bir GTA taklidi demek ya da Mafia’dan sonra ne gerek vardı demek oyuna ve efsaneye yapılmış büyük haksızlık olacaktır. Oyunu oynarken bunu da göz önüne almanızı tavsiye ederim.

The Godfather aslında her şeyini kaybetmiş ve New York’a gelerek yeni bir efsaneyi başlatacak olan Don Vito Corleone’nin yaşam öyküsüdür. Saygı duyunuz ve ekranların başınıza bunun bir mafya oyunu olduğunu bilerek geçiniz.

The Godfather’ın oyunu filmin senaryosuna sadık kalmış fakat senaryoya farklı bir bakış açısı getirmiş bir yapım. Aynen filmde olduğu gibi Don Vito Corleone’nin kontrolünü eline alıp oğlu Michael’ın işlerin başına nasıl geldiğini ve doğrudan onu yönettiğimiz bir oyun değil. Zaten böyle olsa hem sıradan hem de karışık bir hal alacaktı EA için. O yüzden EA de, Don Vito Corleone için çalışan bir elemanın öldürülmesi esnasında babasının katledildiğine tanıklık eden bir yetimi himayesi altına almasına ve olaylara onun bakış açısı ile bakmanızı sağlamış. Bu yönden direk filmi kopyalamamış da olmuş. Zaten eğer öyle olsaydı EA’i bu konuda şimdikinden daha çok eleştiriyor olurdum. Senaryo tamamen film ile aynı gidiyor. Siz sadece doğrudan karakterleri yönetmek yerine hep senaryonun içinde bir yerlerde oluyorsunuz. Tom ile Sonny tartışırken onların konuşmalarına tanıklık ediyor, Don Vito Corleone vurulduğunda onu hastaneye siz yetiştiriyorsunuz, Luca Brassi, Turk tarafından görüşmeye çağrıldığında onu siz mekana bırakıyorsunuz ve öldürülmesine tanıklık edip mekanda çıkan kargaşada yerinizi alıyorsunuz. Yani diyeceğim o ki filmin ilerleyişinde aslında siz ekranda gözükmeyen ama Corleone ailesinin işlerini yapan tetikçisi ve bir nevi aile dostunu temsil ediyorsunuz.

Oyunumuzu açtığımızda fonda çalan müzikten, arka plandaki Don Vito Corleone’nin resmine kadar her şeyin ne kadar başarılı olduğunu hemen fark edeceksiniz. Herşey filme uygun düşünülmüş. Zaten EA’in müzikler ve sesler konusunda bir sıkıntı yaşamadığı ve karakterlerin seslerinin birçoğunun gerçekleriyle aynı olmasını da belirteyim. Oyun boyunca çalan müzikler tamamen filmden alındığı için oyuna adapte olmanız çok kolay oluyor. EA filmin atmosferini oyuna çok güzel yansıtmış bu konuda tebrik etmezsem ayıp olur. Harika bir sunumu var oyunun. Oyuna başlamadan önce de ana menüde yer alan Family Secrets altındaki videoları izlemenizi de tavsiye ederim böylelikle oyunun genel yapısını ve aileleri de tanımış olursunuz.

Mobface

Oyuna başladığınızda ilk karşınıza gelen ekran karakter yaratma ekranı olacaktır. EA’in film ile oyundaki gerçekçilik arasındaki bağın kopmaması için Tiger Woods oyunlarındaki karakter modellemelerinin yapıldığı editör kullanılmış. Böylelikle filmde karakterlerin mimikleri, yüz şekilleri tavırları nerdeyse birebir kopyalanmış. Marlon Brando ekranlarımızdaymış da haberimiz yokmuş Smiley Tüm karakterler Luca, Tom, Sonny, Pete, Fredo ve tabi ki Don Vito Corleone. Filmdeki tüm karakterler tıpkısının aynısı -ne demekse- Smiley Sadece Al Pacino’nun oynadığı Michael karakteri orijinalden uzak. Bunu da Al Pacino’nun çok para istediğinden dolayı olabileceğini düşünüyorum.

İşte bu editör oyuna başlamadan önce karakterimizi yaratmamız için bizlere sunulmuş. Karakter yaratma olayı o kadar ayrıntılı düşünülmüş ki, karakterinizin yüz yapısının neredeyse tamamını değiştirebiliyorsunuz. Elmacık kemiklerinden kaş yapısına, saç şeklinden kafasının büyüklüğüne, burnundan dudaklarına, sakal ve bıyıklarına, vücut yapısına kadar her şey sizin yaratıcılığınıza kalmış. Bu yüzden bu bölümü ‘random’ yerine kendinize en yakın karakteri tasarlayıp oyuna daha iyi hakim olabilirsiniz. Yine bu bölümde karakterimizin kıyafetine kadar her şeyini oyun içinde olduğu gibi bu ekranda değiştirebiliyoruz. İleride para kazandıkça yeni elbiseler, kravatlar, askılar, ayakkabılar ve fiyakalı takım elbiseler bizleri bekliyor olacak. Yarattığımız karakteri oyun boyunca kullanmamız şart değil ileriki safhalarda istediğimiz gibi yine değiştirme imkanımız bulunuyor. Bu bölümde karakterimizi yarattıktan sonra oyuna artık başlayabiliriz.

Oyunun başında Don Corleone’nin himayesi altına girip onun için çalışmaya başladıktan sonra Luca Brasi bizi üç beş çakalın arasından kurtarıyor ve bize işleri öğretmesi için birkaç ufak görev veriyor bu görevler genellikle training havasında ve sizlere kontroller, kombolar silah ve araç kullanımı gibi detayları anlatıyor. Daha sonra hikayeye başlarken karakterinizin Luca Brassi’nin gözetiminde belirttiğim birkaç ufak işten sonra film ile birebir olan Tattaglias ailesi ile sürtüşmeleri sırasında Don Corleone’nin Luca Brasiyi Turk’ün yanına göndermesi ve Luca Brasi’nin katledilmesine tanıklık etmesi ile başlıyor.

İşte bu noktada New York’taki beş aileyi kısaca tanıyalım. Tüm New York sadece Corleoneler’in elinde değil tabi ki, New York’un beş farklı bölgesine yayılmış ve bu bölgelerde kendi iş yerlerini ve bölgelerini denetim altına almış aileler var. Sizin yapmanız gereken aile için bu noktalardaki dönen işleri bulmak ve onların dükkan ve işyerlerini kendi ailenizin himayesi altına almaya çalışmanız olacaktır. Corleone ailesine ek olarak kalan dört bölgede Tattaglia, Stracci, Cuneo, Barzini aileleri yayılmış durumda.

Corleone: Bizim ailemiz New York’un en ünlü suç örgütü konumunda ve büyük bir çoğunluk tarafından saygı duyuluyor. Corleone ailesi tüm şehrin para dönen mekanlarını eline almak istiyor. İşte burada iş de bizim karaktere kalıyor. Simgemiz C harfiyle şahlanmış bir aslan olarak gösterilmiş.

Tattaglia: Tattagli ailesi Brooklyn bölgesini elinde tutuyor genelde birçok işinizde size köstek oluyor ve arkasına Barzini’yi almış bir aile. Harita Simgesi ‘Kahverengi T harfi ile boğa simgesi içinde’ gösteriliyor.

Stracci: Starcci ailesi New Jersey bölgesini elinde tutuyor. Hayatları öldürmek üstüne kurulu. Harita simgesi ‘Mavi S harfi ile bir at simgesi içinde’ gösteriliyor.

Cuneo: Cuneo ailesi Hell’s Kitchen olarak belirtilen cehennem mutfağında yer alıyorlar. Sakın masalarına meze olmayın! Harita simgesi ‘Kırmızı C harfi ile akbaba simgesi içinde’ gösteriliyor.

Barzini: Barzini ailesi diğer aileler arasında en güçlü olanı ve para trafiğini sağlayan şehrin göbeğini ele geçirmiş durumda. Harita simgesi ‘Gri B harfi ile kale simgesi içinde’ gösteriliyor.

Harita simgelerini belirtmemdeki amaç oyun esnasında ‘ESC’ tuşu ile menüye dönüp harita ekranında bu bölgelerdeki dükkanların kime ait olduğunu daha kolay anlayabilmeniz. Bu şekilde görevleri zorlanmadan yapabilirsiniz. Zaten oyundaki harita gerçekten çok büyük ve etkileyici. Özenle hazırlandığı her halinden belli oluyor. Oyun esnasında yaşayan bir New York havası kesinlikle verilmiş. Görevler sırasında özgür olduğunuzu belirtmiştim zaten, dilerseniz senaryoyu da takip edebilirsiniz ya da bir aracı gasp edip tam gaz haraç almaya gidebilirsiniz. Araçların kullanımı son derece kolay, böylelikle zorlanmıyorsunuz. Her ne kadar 30’lu model araçların o şekilde manevra alamayacağını bilsek de el frenini çekip kameranın aracımızın kıçına yaklaşması viraja kayarak girmenin zevkine itirazı olacak bir oyuncu da tanımıyorum. Birbirinden farklı beş araç var. Hepsinin hızları ve etkisi farklılık gösteriyor. Bölgeler arasında ilerlerken bazı yollar kesilmiş durumda olacak kullandığınız araca göre bu yerlerden kaçmanız ya da barikatlara girmeniz ve aşmanız etki edecek. Bu bölgelerde kapalı kamyonetler göreceksiniz bunları çarptığınızda ya da önünü kestiğinizde kaçacak ya da araçtan inip size saldıracaklardır. Şoför hariç hepsini hallettikten sonra şoförün yakasını toplamalı ve malların transfer edildiği ya da iş çevrilen mekanların adreslerini öğreneceksiniz. Böylelikle haritada belirecektir uğramanız gereken mekanlar. Daha sonra şoförün kafasına sıkabilirsiniz. Sonuçta bu bir mafya oyunu ve üzerimize düşeni özenle ile yapmalıyız. Bu özeni gösterirken de zaman zaman polisler ile karşılaşacağız. Zaten tıpkı GTA’daki gibi bir aranma seviyemiz var. Haritanın etrafında polis logoları çaldığımız araç, yağmaladığımız dükkan, araçlarla çarptığımız yayalar karşısında artış gösteriyor. Ama hiçbir şey çözümsüz değil polise vereceğiniz birkaç yüz dolar ile bu işi de çözebilirsiniz. Evet, insan hayatı bir mafya mensubu için gerçekten ucuz Smiley Tabi paranın geçmediği durumlarda polislerle sıkı bir kovalamaca içine gireceksiniz. Yollarda oluşturulmuş rampalardan uçacak, onları yoldan çıkarmaya çalışacaksınız. Kovalamaca işlerinin çok eğlenceli olduğunu da ekleyebilirim.

Sakın bunu kişisel algılama, bu sadece bir iş !

Oyun boyunca senaryoyu takip edebileceğiniz gibi direk bir araca atlayıp bu bölgelerdeki dükkanlara tek tek girerek hem haraç kesebilir hem de bu dükkanları. Corleone ailesine bağlayabilirsiniz demiştik. Böylelikle hem saygınlık hem de artan level puanlarınız ile yeteneklerinizi geliştirebilirsiniz. Yine senaryoyu takip ettiğiniz ve görevleri tamamladığınızda senaryoyu anlatan filmden gerçek videoların açıldığı film arşivi de menüdeki yerini alıyor. Bir dükkana daldığınızda hemen haraç alamıyorsunuz zira yeteneklerinizi de konuşturmanız gerekiyor. Sağ üst köşede bir ‘Pressure Bar’ çubuğu yer alıyor bu barın orta kısmında yeşil bir sınır var siz elemanınızı hırpalarken bu bar yeşil sınırı geçtiğinde bırakabilirsiniz. Böylelikle hem saygınlık kazanır hem de paranızı alırsınız. Gereksiz katliamdan uzak durun! Yine bu dükkanların etrafında işinizi zorlaştıracak ailelerin adamları var ve her ailenin mensuplarının kendine özgü bir kıyafet rengi var böylelikle daha siz dükkana girerken elini ovuşturup şenlik birazdan başlayacak havasını elemanların yüzlerinden anlıyorsunuz. The Godfather kesinlikle yüz mimiklerinin bir oyuna gerçekçi bir şekilde aktarıldığı ender oyunlardan bir tanesi. O yüzden insanların yüzlerinden ne düşündüklerini anlayabiliyorsunuz. Siz silahınızı çekmeden diğer aileler direk size saldırmıyor, tabi sıklıkla mekanlarına çökmüyorsanız. Çatışmalar sırasında artistik öldürme hareketleri var sağ sol derken silahınız çekip kafasına sıkabilir ya da camdan dışarıya fırlatabilirsiniz. Tamamen zevkinize kalmış. Fatality havasında son vuruşlar yapmanız işten bile değil. Usta bir oyuncu kontrollerde de zorlanamayacaktır çünkü çatışmalar sırasında ‘auto lock’ ile düşmanınıza kilitlenebiliyorsunuz, bu da işleri kolaylaştırıyor. Bunu bir eksi olarak görmemek lazım çünkü birden etrafınıza onlarca adam çullanınca bu özellik çok işinize yarıyor. Zaten bunu kullanmak zorunda da değilsiniz. Sürekli GTA oynayan bir oyuncu kontrollere kısa süre içersinde alışacaktır. Ek olarak dükkanlardan ve görevlerden topladığınız para ile hem yetenekleriniz geliştirebilir hem de kıyafetlerinizi değiştirebilirsiniz. Tıpkı GTA’daki gibi bir ‘Safe House’ olayımız var ve burada save yapıp üstümüzü başımızı değiştirebiliyoruz. Burada ufak bir ayrıntıyı da geçmeyelim. Belli bir süre oyunu oynadıktan sonra save yaptığınız kattaki yatak odanıza bakmayı ihmal etmeyin. Ta ta Smiley Yine yeteneklerimizi de Fighting, Shooting, Speed, Health, Street Smart gibi bölümlere ayrılmış kazandığınız puanları dilediğiniz gibi hangisinin daha çok gelişmesini istiyorsanız ona öncelik tanıyarak ona atayabilirsiniz. Böylece atış kabiliyetiniz, araç kullanımınız, dövüşmeniz, hızlanma ve sağlık durumunuz gelişme gösterecektir. Oyundaki en güzel özelliklerden bir tanesi de düşmanlarınızı dilediğiniz yerinden vurabilmeniz. Kol, bacak, kafa gibi böylelikle verdiği tepkiler değişiyor. Mesela bir pistol ile ateş ederseniz omzuna adamın sendeliyor ve öldürmedi iseniz bir süre sonra kalkıyor ama aynı yere bir shotgun ile ateş ederseniz adamının iki metre arkaya uçtuğunu keyif içinde seyredebilirsiniz. Yapay zeka her ne kadar mükemmel olmasa da düşmanların kaçması, saklanması ve bulunduğunuz yere gelmesi gibi özellikler oyunu oynanabilir kılan diğer özellikler arasında. Zor bir oyun değil ama kolay da bir oyun değil The Godfather. Yeri de gelmişken silahlarımıza da göz atalım. Silahlar tamamen 40’lı ve 50’li yılların konseptine uygun olarak karşımıza çıkıyor.

Police Baton: Polisler ile kavga ettiğimiz daha doğrusu onlara rüşvet vermediğimiz zaman onlarla kapışmak zorunda olduğumuzda kafalarını patlatıp ellerindeki bu jopu alabilirsiniz.

Revolver: Klasik çok sevdiğimiz altı patlatırımız. Her aile ferdinde mutlaka bir tane var.

Garolte: Hitman usulü boğma telimiz. İçlerindeki en sadistçe silah belki de. Kullanımındaki zevki siz sevgili oyuncularımıza bırakıyorum.

Shotgun: Klasik pompalı silahımız düşmanınız yerden kaldırıp tek sıkışta yere sermeniz içten bile değil.

Saturday Night Special: Revolver’ın modifiyeli hali. Altın ile kaplanıp, desenler verilmiş Türk işi silahımız Smiley

Street Sweeper: Pompalı benzeri ama daha güçlü etkiye sahip tüfeğimiz.

Dillinger: Taramalı silahımız.

Time Bomb: Zaman sayacı olan dinamitimiz. Süper bir etkisi var.

Magnum: Yakından tek atış. Kapito!

Baseball Bat: New York sokaklarında gezerken sizi her daim koruyacak sadık dostunuz ya da kafa patlatıcınız.

Pistol: Klasik tabancamız diğer silahlara oranla daha zayıf kaldığı söylenebilir.

Molotof Kokteyl: Evde şenlik var hadi ateş yakalım…

Machine Gun: Sonuncu ve en babası Dick Tracy’nin yuvarlak şarjörlü klasik taramalı tüfeği.Yine kullanımındaki eğlenceyi siz sevgili oyuncularımıza bırakıyorum.

Silahlarımızda kısaca bunlar. Bol çeşit ve zenginlik var oyunumuzda. Silahlarımızın kullanımı esnasındaki efektler, çevredeki patlamalar, araçların havaya uçması kesinlikle bu türdeki en iyi görselliğe sahip oyun diyebiliriz. Bu arada silah sesleri de gayet başarılı mantar tabancası sesi gibi gelmiyor PS2 çevrimi oyunlardaki gibi. Gayet tok ve yeterli.

Öldüğünüzde tıpkı GTA’daki gibi bir hastanede ayılıyorsunuz. Bu sizin para kaybetmenizi de neden oluyor. Ayıldığınız hastane kimin kontrolünde olduğuna göre kaybedeceğiniz para da değişiklik gösteriyor.

Oyun 30-40 saatlik bir oynama süresine sahip, bu da senaryo ile ilerleyen bir oyun için çok iyi diyebiliriz. Uzun zamandır böyle eğlenceli ve zevkli bir mafya oyunu oynamadığımı da belirtmeden edemeyeceğim. Oyunu mutlaka diğer seriler ve hiç şüphesiz GTA ile kıyaslayacak arkadaşlar olacaktır haklı olarak. Eğer ki bu oyun GTA: The Godfather ibaresi ile Rockstardan çıksa idi kimse oyunun incelemelerini okumadan alacak klasik damgasını yapıştıracaktı. Çünkü oyun bana göre o denli kaliteli bir yapım. Oyun firmalarının ve bizlerin EA öfkesini de göz önüne alınca The Godfather: The Game’e yapılmış bir haksızlık var ortada ve hak ettiği saygınlık gösterilmemiş gibi duruyor bana göre. Ama ben öyle yapmayacağım ve yiğidin hakkını yiğide vereceğim. Şimdi hal böyle olunca bir kere oyunun grafiklerinin GTA: San Andreas’dan aşağı kalır değil, kötü hiçbir yanı yok. Ama insan günümüz şartlarını da düşününce neden daha iyi olmasın demeden de edemiyor. Puan kırmamızdaki tek sebep de zaten grafik ama grafik hiçbir şeydir bizim için onu da belirmeliyim.

Oyunun bir GTA kopyası olduğunu kesinlikle söyleyemeyiz. Çünkü karşınızda klasik bir yapımın oyuna uyarlanmış hali var ve EA bu konuda beni kesinlikle şaşırtıyor başarılı bir yapıma imza atıyor. Oyunun sesleri ve müzikleri zaten filmden alındığı için bu konuda kusuru da yok diyebiliriz. Ama oyundaki her karakterde birebir seslendirilmiyor telif haklarından dolayı, ama filmdekine çok yakın seslendirmeler kullanılıyor. Can alıcı soruya gelecek olursak grafik kalitesi ne durumda? Dediğim gibi oyun türündeki oyunlardan eksi hiçbir yana sahip değil ama patlama ve efektler konusunda çok daha başarılı diğer oyunlardan. Patlama, silah efektleri yeterli seviyede ve tok seslere sahip. Çevreniz ile girdiğiniz etkileşim, kaza sırasındaki efektler hepsi çok güzel. Her şeyden önce bu oyun bundan önceki oyunların örnek aldığı filmin ta kendisinin içeriğine sahip ki daha da fazla bir şey söylemeye de gerek yok. Zaten GTA ve Mafia fanatikleri çoktan oyunu almış ve oynuyorlardır bile. Oyun gerçekten beklediğimden çok daha iyi çıktı. EA’in diğer film konseptlerindeki hiç de hoşuma gitmeyen yapımlardan bir tanesi olacak diye endişelenmiştim ama EA bu konuda hak ettiği dersi almış gibi. Zaten EA’in oyun piyasasını ele geçirme çabalarını da göz önüne alırsak Smiley artık kalitesiz yapımlar yapacağını da zannetmiyorum. En azından öyle umuyorum. Peki, oyunun hiç mi eksiği yok? Elbette her oyun gibi The Godfather da kusursuz değil. Grafikleri kesinlikle daha iyi olabilirdi. İnanılmaz yüz kaplamalarında gösterdikleri özeni araç ve karakter kaplamalarında da gösterebilirlerdi. Oyunun Xbox 360 versiyonunun bu konuda çok daha iyi olduğu da aldığımız duyumlar arasında. Bilgisayarlarımızda da bu özeni görmek isterdik bizler de. Ama yüksek çözünürlüklerde oyun oynayan arkadaşlar bu kusurları görmeyecektir bile. Çünkü oyun tüm ayarlar açık 1280*1024 de çok güzel gözüküyor. Buna rağmen stabil bir framerate yok, zaman zaman düşebiliyor.

Son olarak diyeceğim o ki kesinlikle The Godfather tarzın müdavimleri tarafından zevkle oynanabilecek bir oyun. Sonuçta türün film ile bağlantılı tek oyunu. Uzun zamandır benim gibi bekleyen oyuncular içinde hayal kırıklığı yaratmayacak kadar iyi bir seviyede. Onun için alıp oynanmalı ve kendimizi GTA’dan sonra aç olduğumuz Mafia duygusuna kaptırmalıyız. Tabii ki bunu oyun konsepti içinde söylüyorum. Sonra “TrGamer bize mafya olun dedi, olduk biz de” deyip bizi mahkemelere yollattırmayın Smiley Her şey oyun çerçevesi içinde kalmalı ve insanlara hak ettiği saygıyı ve sevgiyi göstermeliyiz diyerek konuyu da bağlayıvereyim. Bir de kesinlikle hala klasik bir yapım olan The Godfather’ı izlemeyenler varsa kesinlikle kaçırmasınlar ve temin edip arşivlerinde hak ettiği yeri versinler. Oyunsuz kalmayın. İyi eğlenceler…

The Godfather (inceleme)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön